respira

Kullanım örnekleri

respira
he/she breathes
icon arrow

breathes

Phonetic: "/bɹiːðz/"

Part Of Speech: verb


Definition: To draw air into (inhale), and expel air from (exhale), the lungs in order to extract oxygen and excrete waste gases.


Definition: To take in needed gases and expel waste gases in a similar way.

Example: Fish have gills so they can breathe underwater.


Definition: To inhale (a gas) to sustain life.

Example: While life as we know it depends on oxygen, scientists have speculated that alien life forms might breathe chlorine or methane.


Definition: To live.

Example: I will not allow it, as long as I still breathe.


Definition: To draw something into the lungs.

Example: Try not to breathe too much smoke.


Definition: To expel air from the lungs, exhale.

Example: If you breathe on a mirror, it will fog up.


Definition: To exhale or expel (something) in the manner of breath.

Example: The flowers breathed a heady perfume.


Definition: To give an impression of, to exude.

Example: The decor positively breathes classical elegance.


Definition: To whisper quietly.

Example: He breathed the words into her ear, but she understood them all.


Definition: To pass like breath; noiselessly or gently; to emanate; to blow gently.

Example: The wind breathes through the trees.


Definition: To exchange gases with the environment.

Example: Garments made of certain new materials breathe well and keep the skin relatively dry during exercise.


Definition: To rest; to stop and catch one's breath.


Definition: To stop, to give (a horse) an opportunity to catch its breath.

Example: At higher altitudes you need to breathe your horse more often.


Definition: To exercise; to tire by brisk exercise.


Definition: To passionately devote much of one's life to (an activity, etc.).

Example: Do you like hiking?  Are you kidding? I breathe hiking.

Web Türkçe-İngilizce Çevirmen

Belki tercümanlık mesleğinde ustalaşmak istersiniz? Sitemizle eğitiminiz hızlı ve kolay olacak! Çevirmenler çeviri yaparken çeşitli becerilere ve materyallere ihtiyaç duyarlar. Çevirmenlerin genel özellikleri çevrilecek olan erek dile ve kaynak dile çok iyi hakim olmak, okuduklarını ve duyduklarını iyi anlamak ve iyi bir hafızaya sahip olmaktır. Fonetik, gramer ve cümlelerdeki kelime örnekleriyle birlikte kapsamlı bir kelime, deyim ve ifade kitaplığına sahip çevirmenimiz ilk kez kullanışlı bir materyal olarak kullanılabilir.

Yukarıdaki giriş alanını kullanarak İngilizce-Türkçe sözlükte bir Türkçe terim arayın. İngilizce veya Türkçe arama yapabilirsiniz. İngilizce veya Türkçe aradığınız cümlenin çok fazla çevirisi varsa filtreleme seçeneklerini kullanarak sonuçları sınırlandırabilirsiniz. İngilizce-Türkçe sözlükte harfe göre ara. İngilizce-Türkçe sözlük, alfabeyi manuel olarak görüntüleme olanağı sağlar. Belirli kelimelerin çevirilerine bakmak ve bir cümle bağlamında ne anlama geldiklerini görmek için aşağıdaki bağlantıları da kullanabilirsiniz.İngilizce, dünyada yaklaşık 1,5 milyar insan tarafından konuşulmaktadır. Dünyada en çok konuşulan dildir. 1.000.000'den fazla kelime var! Türkçe, Türkiye'de, Kuzey Kıbrıs'ta yaklaşık 80 milyon kişi ile Avrupa ve Kuzey Amerika'daki göçmen toplulukları tarafından konuşulmaktadır. Yaklaşık 88 milyon konuşmacı ile en çok konuşulan Türk dilidir. Türk dili, Türkiye'nin batısında yer alan Anadolu'da ortaya çıkmıştır. Şu anda, bu iki hacimli ve harika dildeki çevirilerle hızlı, rahat ve ücretsiz çalışmanız için size profesyonel çevirmenimizin işlevselliğini sunuyoruz!Çevirinize ince ayar yapmak için yerleşik sözlükleri kullanın: Tek tıklamayla eşanlamlılar ve örneklerle bağlam içi çeviriler, anlamlar, telaffuz ve diğer dil özelliklerinde sorunsuz bir şekilde uzmanlaşmanıza yardımcı olur. Kesinlikle ücretsiz, hızlı ve doğru çevirmen!